2. benim onu tanıdığımda bir üç yıl isa’nın yüzünü sildiği mendili arıyordu.
3. sayısız coğrafyada yapraklar otlar taşlar topladı
4. yukarı alındığı güne kadar orta boy bir tini vardı.
5. hira dağına günde üç kez allah’la konuşuyormuş, yürüyormuş gibi iner çıkardı.
6. rüzgarın adı rüzgarın içindedir sözü onundur.
kıtlıktan önce.
en küçük bir şeyden coşardı
mesela bir kuş uçmasın kızılırmak’a doğru
köklerine su yürürmüş gibi sevinirdi.
bir bulut geçsin üstünden
ayrıklıktan çıkardı.
dünyayı, derdi, dünyayı
hiçbir şeylere değişmem.
ölüm daha kolaydır sevmekten
der ya aragon
anla ki ölüme benzer seni sevmek
ve karadır şairlerin hayatları
hem nice şiirlerde nice aşklarda
tarar saçımızı ölüm.
aşk ki bazan solgun bir ilçedir
sürdürür derinliğini
neden “en çok” acı ustası şairlerdir
en çok taşırlar çünkü aşkları.
ben ki yatağımdan tedirgin bir suyum
besbelli ki aşka ve ölüme çalışıyorum.
ateş tinleri ilgilendirdi.
Hiçbirini de görmedim: Olsun. (Gören var mı?) Bilmek yetiyor bana.
Hele rüzgâr tini. Gitmediği, görmediği hiçbir yer yok.
Her şeyden haberi var.
Onca şeyin tini düşünüldüğüne göre, nehirlerin, ormanların tinlerini de
ben düşünmek isterim. Nehirler doğuştan tindirler belki de. Suların,
ateşlerin, rüzgârların ayinlerinde olmayı kim istemez?
Tarihi gibi halkların, doğan yaşayan ölen
Dağıta dağıta kendini
(koyup öncelliğini ve sonrasızlığını)
gördüm harlı, asi
büyüyor.
Gördüm de dedim: Bu ırmak doğan benimle.
Bu dümdüzlük, katılan ne doğana, ne büyüyene.
Bu acı, koyan biçimini tuza ve taşa.
Gördüm en büyük yasacı doğa
Gördüm doğada her şey insandan yana.
yaşasaydı şu sorunun cevabını kendisinden duymak isterdim;
sonsuz mu daha önce bulundu sıfır mı (kendisinden de işittim, sıfırın bulunması kolay olmamıştır, milattan (sıfırdan) bilmem kaç yüz sene sonra araplar bulmuştur sıfırı) matematikten şunu bilirim, sonsuzluk herşeyi sıfırlar…
DalıYorum