Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for the ‘Bir Cumartesi Gecesi Ateşi’ Category

Cuma akşamı j. aradı, ankaradayım yarın buluşalım mı dedi, sesi titrekti, ne oldu dedim, e.yle ayrıldık dedi, haydaa dedim, gel yarın konuşuruz dedi, uykudan güzel uyanıyorum, öğlen kalktım cumartesi, biraz kafamı güzelleştirdim, j.yi aradım, buluşma yeri tayin ettik, biraz daha erken çıktım evden, aklımda bir şey vardı onu yapmayı kafaya koymuştum, kızılaydan iki durak önce indim ve o iki duraklık mesafeyi kulağımda mp3player ellerim havada, sağda solda dansederek yürüdüm, evet küçük amerika olmuştuk, insanların çoğu bakmadılar bile, sıhhıyeyi biraz geçtiğimde adam freeland’in zirvesi başladı (elektronik müzikte frekansın yükseltilmesi) resmen zıplamaya başladım, ama hayır özel bir bakış hissetmedim üzerimde, bu güzel olabilirdi, kafana göre yaşıyorsun ve üzerinde o nahoş toplum soyutlamasının baskısını hissetmiyorsun ama benim algıladığım şey ilgisizlikti, nedense şöyle bir şey hissettim; insanlar ilgi duyma yeteneklerini kaybetmişler gibi,,,

j.yle buluştuk, bir cafenin sakin arkabahçesine götürdüm onu, başbaşa oturduk, postmodern trajedisini anlattı bana, e.yle birbirlerine çok aşık olduklarını, ona tüm geçmişini anlattığını ve tüm bu geçmişi de sildiğini, bir zaman geçtikten sonra e.nin sorgulamaları başlamış (j. facebook hesabını kapattığında o aşkın içine kurt düştüğünü anlamıştım), bir müddet mücadele etmişler derken e. ayrılmaya karar vermiş, nasıl bir ikilem bu köksal dedi, aşık olmuşum, anlatsam bir türlü, anlatmasam yalan söylemiş olacağım, kıskançlık boku dedim, kadınları da hırpalıyor erkekleri de, benim durumu anlattım, oha dedi, salla dedim, gel biraz gece hayatına takılalım, sevdiğim bir rock bara götürdüm onu, o sıkı içiyordu, benim alkolle aram pek iyi değil, yine de 2 tane yuvarladım, yüksek sesle güzel müzik ve dans, anda olmanın en garantili yolu benim için, onikiye doğru eve geldik, günün ikinci yarısı başlamıştı ikimiz için de, acı ucundan ısırmaya başlamıştı ruhlarımızı, ve keskin bir dönüş yapıp doğan cankunun albümünü koydum, yalın bir bilgelik,,,

,,,

insanoğlu—

Bir köprü gibidir sırtında hayat taşır
Saltanat sürerken içinde acı taşır
Hayat o köprüden binbir kılıkta geçer
Yollara hem sevgi hem de acıyı döker

İnsanoğlu yaşamaktan elbet zevk almak ister
Düşüncelerden sıyrılıp biraz mest olmak ister
Şarkılarla, türkülerle içindekini döker
Kuralları değişse de bu oyun böyle
Böyle sürer gider oyuncular değişir
Bir köprü gibidir insanoğlu dünyada
Sırtında kaderi gözlerinde umutlar

,,,
uzandık beraber yatağa, arkadan sarıldı bana, bir iki dakika sonra ufaktan asılmaya başladı, çok güzel kokuyorsun dedi, sevişmeyelim dedim, şu müziği dinleyelim, konuşmak da istemiyordum, dinlemek de, sadece müzik olsun ve kalbimin üzerindeki o bebek gibi elin teskin edici gücüyle kulağımı müziğe vermek, olaylar değil diyordum kendi kendime olgular, olgular, olgular,,,

en son ne zaman başkasını düşündün köksal, neden başka bir sevişme insanın sevgisinin üzerini örtüyor köksal, bir saat geçti, ensemde ıslak bir dudak hissettim, bize yamuk yaptılar dedi j., benden çok daha genç bir insan, nasıl da tok bir yargıydı, nasıl da acabaları yokeden bir yargıydı, nasıl da günaha son çağrıydı ve suç ve ceza ve dostoyevski, ne kadar az insan tanıyor onu bir bilsen,,,

yirmi dakika sonra kalktı çöpe tükürdü, tekrar yatağa girmeden gözlerinde tutuşmuş olan ateşi görebiliyordum, tekrar arkadan sarıldı, şimdi daha iyi olmadı mı dedi, sen de bir tesadüf değilsin j., isminin anlamı bile ş.yle aynı ve şimdi daha iyi oldu; evet daha iyi oldu; ve bir saat sarılmanın mükafatıyla oldu, sevgiyle oldu, dedemle geçenlerde yaptığımız konuşmadan bahsettim ona, antropoza gireli iki yıl oluyordu evine internet kurdurmuş ve porno sitelerde dolanmış biraz, o ne be oğlum dedi, kadınların ağzına verip duruyorlar, dede be dedim, bir ağzına vermek var, bir de ağzına almak var, ikisi farklı be dede dedim, ikisi farklı,,,

pazar gecesi yolculadım j.yi istanbula, elinden tutarak götürdüm onu otogara, biraz muziplik de yaptım ona, gelince ara istersen dedi, sağım solum belli olmaz dedim j., acımı alıyorsun, kaderimin bir başka parçası daha var ve birkaç işaret daha,,, erkeklere dağılma dedim, dağılarak toparlayana rastlamadım, bu sadece benim düşüncem değil emin ol, çok yakın bir kadın arkadaşım başka bir kuyu o dedi, aslında işe yarıyor ama daha da acıtarak, o bebek gibi teninle bir el bul kendine,,,

tüm j.ler, e.ler, k.ler, s.ler, ş.ler ve a.lar ve z.ler için, o büyük paradoks için, kalabalıklaştıkça ıssızlaşanlar için gelsin playliste; doğan cankudan,,, 

Read Full Post »