Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for the ‘Allahın Garibi – Kazancakis’ Category

 İsa rolündeki adam, çarmıhı sırtında taşırken, soluk soluğaydı, güya onu çarmıha gereceklerdi, kan akıyor gibi yapmak için de, ellerini ayaklarını kırmızı boyayla boyamışlardı. Yürekler parçalayıcı çığlığını, “Rabbim! Rabbim! Neredesin!” derken ki bağırışını duyunca, göz yaşlarımı tutamadım. Erkekler inildiyor, kadınlar çığlık çığlığa ahuvah edip duruyorlardı; gösteri sona erdi. Derken oyuncu evimize geldi, annem ona yemek hazırladı. Gülmeye, şakalaşmaya başladı, boyayı çıkartsın diye de biraz ılık su getirildi. Küçüktüm, bir şey anlamamıştım. “Ama sen çarmıha gerilmemiş miydin?” diye sordum ona. Güldü. “Yok canım. Oyundu o –bayağı oyun, anlamadın mı? Sadece çarmıha geriliyormuş gibi yaptım.” Öfkeden kıpkırmızı oldum. “Sen bir yalancısın!” diye bağırdım. Annem alıp, beni dizine oturttu. “Sus yavrum, daha küçüksün anlayamazsın” dedi. Şimdi büyüdüm artık, Leo Kardeş, şimdi anlıyorum. Çarmıha gerileceğime, sadece çarmıha gerilme üstüne düşünüyorum. Sakın biz de oyuncu olmayalım Leo Kardeş?

 “Hey, yiğit delikanlı!” diye bağırdı Francesco. “Süslenip püslenmekten, bıyık bükmekten bıkmadın mı? İpi beline sarmanın, kukuletayı başına geçirmenin ve çamurda yalınayak yürümenin vakti gelmedi mi artık. Ardımdan gel, Tanrının Şövalyesi ilan edeyim seni!”

 Kabadayı bıyığını büktü, kendisine hitap eden pejmürde kılıklıya bakıp güldü.

 “Hele acık bekle, aklımı oynatayım da” diye karşılık verdi. “Sonra gelirim peşinden.”

 Bir koşuda yetiştim. Acısını sezmiştim, ben de o acıyı paylaşmak için yaklaştım. İnsanoğlunun ruhu neye benzer? diye sorup duruyordum kendi kendime, Francesco’nun solgun yüzüne, vücudunu baştanbaşa kaplayan ürpertilere bakarak. İnsan ruhu neye benziyor? Yumurta dolu bir yuvaya mı? Göklere bakarak, yağmur bekleyen susuz toprağa mı? İnsan ruhu bir ‘Ah!’ idi, yeryüzünden yükselen bir inilti, ateşte pişen ama bazen de çatlayan bir kil.

Read Full Post »