Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for the ‘Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği – Milan Kundera’ Category

2322083117_3a0b8bb75c

 

AYDINLIK VE KARANLIK

 

Sabina için yaşamak görmek demekti. Görmek ise iki çizgiyle sınırlanmıştır: Gözleri kamaştıran güçlü ışık ve zifiri karanlık. Belki de Sabina’nın her türlü aşırılığı tatsız bulmasının altında yatan neden buydu. Aşırı uçlar, ardında yaşamın sona erdiği sınırlar demektir ve sanatta da politikada da, aşırılığa duyulan tutku, ölüme duyulan örtük bir özlemdir aslında.

 Franz için ‘ışık’ sözcüğü yumuşacık gün ışığında uzanıp giden bir doğa görünümünü getirmiyordu akla, ışık kaynağının kendisini getiriyordu; güneşi, bir ampulü, bir projektörü. Franz’ın çağrışımları tanıdık eğretilemelerdi; adaletin güneşi, aklın dört bir yana yayılan alevi ve benzerleri.

 Karanlık da ışık kadar kendine çekiyordu onu. Günümüzde sevişmeden önce ışığı söndürmenin gülünecek bir davranış olduğunu biliyor ve bu nedenle de yatağın başucundaki lambayı hep yanık bırakıyordu. Oysa Sabina’nın içine girdiği an gözlerini kapıyordu. Tüm bedenini kaplayan zevk, karanlığı gerektiriyordu, o karanlık anı, kusursuz, düşüncesiz, görüntüsüzdü; o karanlık sonsuz, sınırsızdı; o karanlık her birimizin içinde taşıdığı sonsuzdu.

(Evet, istediğin sonsuzluksa, kapatıver gözlerini!)

 

Milan Kundera – Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği    

Read Full Post »