Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for the ‘Benlik – Oruç Aruoba’ Category

En dayanamadığı da, benim özgürsüzlüğüm —— bağımlılıklarım : bir sürü (herhalde saçma-sapan) yükümlülükle — “ödev”le, “görev”le, “sorumluluk”la — kendimi kuşatmış olmam… (Ya da, bunlarla kendimi aldatmam…)

İşte, en yüksek değer duygusuyla kurduğum düşler, düşlediğim ülküler, hep, özgürlüğe yönelikti; o da, hep onlarla beslendi —onlardan oluştu—: şimdi, içeriğinin çoğunu unuttuğum; unutmadıklarımı da savsakladığım ülküsü bu hale gelmişken, kıskacını takırdatmasın da ne yapsın?!…

 

* * *

 

—Ama ‘unutma’ diye bir şey var mıdır gerçekte — kişi nasıl ‘unutur’ ki yaşadığı birşeyi?…
Kişinin belli bir andaki ‘bilinç içeriği’ açısından o sırada ‘anımsamadığı’ —örtülmüş, silinmiş, bastırılmış —bir yaşanmışlık, “bilinçaltında; yani, yaşadıklarının toplam bağlamı — karşılıklı etkileşimleriyle oluşturdukları bütün — içinde, tam da o yaşanmışlık yerinde, sürdürür ‘yaşam’ını —— [yalnızca bir sözcük oyunu değildi o söz “yaşadığın her an, her yaşadığın an, yaşar.”…] yaptıklarına karışır, onları yönlendirir, etkiler.
İşte, bu toplam bağlam, o : yaşamımın bütün anlarını barındıran, yaşamlarını sürdüren bütün:
O, ben’im işte…

 

* * *

Peki ya düşler ne oluyor [bu ‘sürekli yaşama kuramı’ gerçekten yaşanmışlar için geçerli olsun, diyelim]; ya kişinin yalnızca düşledikleri, hayalinde ‘yaşadıkları’, ülkü olarak kurdukları; daha doğrusu ‘yaşattıkları’ — en doğrusu, yaşatamadıkları —— onlar da mı “hep yaşar”?…
Evet — asıl onlar yaşar hep, aşamamış olmalarıdır onları yaşatan, sürekli kılan; yaşanıp geçmemiş olmaları — yaşama geçememiş olmaları, yaşatır onları…

* * *

Budur belki onları “zamanın dışına” çıkaran — bengi kılan…

oruç aruoba
benlik
metis yayınları
s. 80,81

http://yazanadair.blogspot.com/

Read Full Post »