cüceler üflemişti ruhumun çürüklerine
yeşiline moruna
yaralarıma
incelmişti tenim
saydam bir zarken
kurumuştu zırhım
tırnakladılar beni prensesler
belkisi bile yoktu
buydu kader
insafsız bir çocuk gibi
oyuncağımı kıran bir tanrım vardı
…
içimde boğum boğumdu susmanın acısı
nefes almak istemiştim gömüldüğüm kumda
öfkemin yalnızında tek bir ışık
en derinde
en dipte
zamanın yüreği donmuştu
fısıldadı birşey kulağıma
öksüz bir çocuksun sen dedi
teslim ol kalabalığa
birdenbire geldin sen
artık yeşiller zümrütte dedin
kırmızıda güller gülüşler var korkma
yalnızca yarada değil mor
menekşede leylakta
yağmurun göz kırpmasında
bak beyaza
narin kuğunun boynunda şefkat
gör dedin dünyayı
ellerin birdenbire dokundu bana
gel dedin , geldim
önce sen gördün beni
gizli saklı tenha kozamda
öptün öptün canım
hiç ama hiçbir gün
incitmedi sevgin
papillon