metaforlarla oynamayı seviyorum,,,
bir arkadaşımın mottosundan devam edeyim;
kıyamet gelse de kopsak-cıvakanlı bir arkadaşım,,,
hira dağına tırmansın muhammed;
bir çobanla karşılaşsın,,,
kıyameti sorsun çocuk ona,,,
o gün geldiğinde bütün kavramlar intihar edecek desin, ve ay dünyaya düşecek,,,
çoban tanrı dünyayı bir fındıkla mı yok edecek diye sorsun,,,
el-perspektif desin muhammed, benim mucizem bu!
ölü diriltsen inanırdım sana desin çoban safça-ve bu saf bir mucizedir-
tanrı desin, muhammed, ne kadar insan varettiyse, o kadar da insan yoketmiştir- varsın sen ama yoksun aynı zamanda; ne bir eksik ne bir fazla,,,
çoban anlamasın, kaşısın başını,,,
üzülme desin muhammed ona; okşasın başını; el-kuantum desin benim mucizem bu!
(Ah!! tanrım, seni gözümün önünde öldürdüler)