Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for the ‘Dalgalar’ Category

Dalgalar…

Dalgalar

” Şükürler olsun yalnızlığa. Yapayalnız olayım. Şu varlık örtüsünü düşüreyim, fırlatıp atayım, küçücük bir solukta gece gündüz değişen bulutu, bütün gece boyunca, bütün gün boyunca.

Burda otururken değişiyordum. Gökyüzünün değişmesini izledim. Bulutların yıldızları kaplamasını, yıldızları özgür bırakmasını, sonra yine yıldızları kaplamasını gördüm. Artık onların değişmesine bakmıyoum şimdi. Şükürler olsun yalnızlığa ki gözün baskısını kaldırdı, bedenin yakarışlarını, tüm yalanlar ve söz dizileri gereksinimini kaldırdı.

Söz dizileriyle tıka basa dolu defterim yere düşmüş; gündelikçi kadın, tan ağarırken yorgun argın gelip kağıt parçalarıyla, yırtık tramvay biletleriyle, yumrulup atılması için çerçöp arasına, oraya buraya fırlatılmış notlarla birlikte süpürsün diye, masanın altında duruyor.

Ay için düzenlenmiş cümle neydi? Ve aşk için düzenlenen? Ölüme hangi adı vereceğiz? bilmiyorum.

Sevgililerin kullandıkları türden küçücük bir dil gerekli bana.

Bir odaya girdikleri, annelerini dikiş diker buldukları, parlak yün ipliği parçasını, bir tüyü, bir basma şeridi aldıkları zaman çocukların söylediği tek heceli sözcükler. Bir inilti gerekli bana; bir haykırış. Fırtına, bataklığı geçtiğinde, hiç kimseler aldırmaksızın uzandığım o hendekte beni süpürdüğünde, sözcükler gerekli değil. Düzenli hiçbir şey. Tüm ayaklarını yere basarak inen hiçbir şey. Yabanıl bir ezgi ve yapay söz dizileri oluşturararak göğsümüzde sinirden sinire parçalanan, uyum ortaya koyan o ses uzanımlarının, o hoş yankıların hiçbirisi. Cümlelerle işim bitti artık.

Nasıl da kat kat sessizlik; kahve fincanı, masa. Kazığın üzerinde kanatlarını açan yapayalnız deniz kuşu gibi kendi kendime oturmak nasıl da kat kat iyi. Bu yalın nesnelerle, bu kahve fincanıyla, bu bıçakla, bu çatalla, kendine yeten şeylerle, ben de kendim olarak burada sonsuza dek otursam. Gelip de dükkanı kapayıp gitme zamanı olduğu üzerine uyarılarınızla üzmeyin beni. Seve seve bütün paramı verirdim, beni tedirgin etmeyesiniz diye; bıraksanız oturayım, oturayım sessizce tek başıma.”

Read Full Post »