Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for the ‘Zen ve Motorsiklet Bakım Sanatı – Robert M. Pirsig’ Category

 Zen ve Motorsiklet Bakım Sanatı


“İlk takılma düşünsel takılmadır ki üzerinde çalıştığımız şeyin getirdiği fiziksel takılmayla birlikte gider. Örneğin yan kapağın üzerindeki bir vida sıkışır, açılmaz.

Kılavuza bakıp, bu vidanın böyle sıkı olmasının özel bir nedenini ararsınız, ama onun o harika veciz stiliyle tüm söylediği “Yan kapağı çıkarın”dır ki bu size öğrenmek istediğiniz şeyi söylemez. Ona göre, daha önce yapılması gereken her şey yapılmıştır ve yan kapak vidalarının sıkışması için bir sebep yoktur.

Eğer deneyimli biriyseniz bu durumda, penetre olan bir likit ve darbeli tornavida kullanırsınız. Ama deneyimsizseniz, tornavidanın sapını bir ayarlı pense ile tutup çok büyük bir kuvvetle döndürmeye çalışırsınız; bu sizin geçmişte yapıp da başardığınız bir iştir, ama bu kez yalnızca, vidanın yarığını laçka etmekle sonuçlanır. Kafanızda kapak çıktıktan sonra ne yapacağınızla uğraşıyordunuz ve bozulmuş bir vidayla ilgili bu asap bozucu ufak sorunun, ne yalnızca asap bozucu ve ne de ufak olmadığını anlamanız pek fazla bir zaman almayacaktır. Takıldınız. Durdunuz. Bittiniz. O sizi, motorsikleti onarmaktan kesinlikle alıkoydu. Bu, bilimde ya da teknolojide seyrek bir durum değildir. Bu en yaygın durumdur. Salt, düz takılma. Geleneksel onarım işinde en kötü an budur; öylesine kötü ki, o gelemeden onu düşünmekten bile kaçınırsınız.

Artık sizin için kitaplar işe yaramaz. Bilimsel akıl da öyle. Neyin yanlış olduğunu bulmak için bilimsel bir deneye de gereksiniminiz yoktur. Neyin yanlış olduğu açıktır. Size gerekli olan, oradaki yarığı bozulmuş vidadan nasıl kurtulacağınız hakkında bir hipotezdir, ve bilimsel yöntem size böyle hipotezler sağlamaz. Bunlar da sağlanmadan işe yaramazlar. Bu bilincin sıfır anıdır. Takılma. Yanıt yok. Bitmiş. Ayvayı yemiş. Ruhsal yönden perişan bir yaşantı. Zaman yitiriyorsunuz. Siz yetersizsiniz. Ne yaptığınızı bilmiyorsunuz. Kendinizden utanmanız gerekir.
 
Bu durumda, korku-öfke sendromunun üstün gelmesi ve sizde, o yan kapağa keski ve çekiçle vurmak, gerekirse bir balyozla kırıp atmak isteği uyandırması normaldir. Bunu düşünürsünüz ve düşündükçe, motoru yüksek bir köprüye çıkarıp aşağı atma eğiliminiz artar. Küçücük bir vidanın sizi böyle tümüyle bozguna uğratması tam bir kepazeliktir.

Karşınıza çıkan şey Batı düşüncesinin büyük bilinmeyeni, boşluğudur. Fikire ve hipotezlere gereksiniminiz vardır. Geleneksel bilimsel yöntem bu hipotezleri nereden bulacağınızı söyleyebilmeyi malesef becerememiştir. Geleneksel bilimle yöntem daima her şeyi, olup bittikten sonra anlamada tam başarılıdır. Nerede bulunmuş olduğunuzu anlamak için yararlıdır. Bildiğinizi sandığınız şeyi sınamada işe yarar, ama gitmek zorunda olduğunuz yer, geçmişte gitmekte olduğunuzun devamı olmadıkça size nereye gitmeniz gerektiğini söyleyemez. Yaratıcılık, özgünlük, buluş yeteneği, sezgi, düşgücü -başka bir deyişle “takılmazlık”- tümüyle onun alanı dışındadır…

 

Robert M. Pirsig

 

Read Full Post »