PILLS
Evet bi çizgi filmde uzak bi geleceğe gideriz ve yemekler bir hapa dönüşmüştür artık, bir yerde iyi belki de, bulaşık derdi yok, bir yerde koku ve lezzetin zerafetinden bağımsız olarak da ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz bir durum, matrix de hap yutulması, hapı yutmak terimi boş şeyler değil, o minnacık kütle, size sizin sınırınızı gösterir, o muhteşem ‘ben’inizin kimya karşısındaki acziyetini,,,
Pills, elektronik müziğin kült gruplarından biridir, electrocaine albümleri, değişik bir zamana götürür insanı, akustik namına bir şeyin olmadığı; elektronik müziğe yansımanın yansıması diyorum ben, sesin çözümbilimsel olarak ortaya çıkarılıp, beynimizin çözümbilimsel zerreleriyle uyuşması, ortada olan sözden ya da bir tarzdan daha değişik, salt sound, doğada olmayan, cennet ve cehennem tasavvuru için ilginç bir kapı, neden kevser şarapları aksın ki ey çöl bedevisi, orada hiç duymadığın sesler işiteceksin ve görmediğin renkler, hiç tatmadığın, hiçbir canlının tatmadığı tatlar, orada ışık durur, sen hareket edersin, orada renkleri işiteceksin, sonsuz duyu organın olacak, sessiz dipsiz bir kuyuya düşeceksin, orada sen herşeysin, bir parçası değilsin, herşeysin, ve sonsuzsun, evet evren sonsuz olmalı, insanın bulmak zorunda olduğu en acaip gerçeklik budur, bu sonsuzluğu bulabilirse, aklına hürmet edeceğim, geriye kalan akıl bir zırva, ya bu yücelik olmalı, ya da kabul etmeli, gerideki herşey saçma, değer veririz sadece, daha topluca daha çok değer verdik mi, onları bir şey zannederiz, seratonin, endorfin, uygun dozlarda pompalarsam size, insanlık budur, bu iki şey peşinde amansızca koşturmasıdır insanın,,,
Gökteki yıldızlar birer haptırlar, ateş topu oldukları bir yalan, ışıklı haplar onlar, ya teleskoplar yalan söylüyorsa, olamaz mı, insan böyle ihtimalleri düşünmek istemez, aya gittik ama diyeceksiniz, tamam ay vardır, ama ya yıldızlar birer hapsa, bir yıldız kaydığı zaman ağzınızı açın ve onun ağzınıza düşmesi için dua edin,,,
Birini yuttum dün gece, ve her şeyi siyah beyaz olarak görmeye başladım, ilk önce aha boktan bi hap yuttuk dedim, iyi haplar vardır ve kötü haplar, bi hap yuttunuz mu acele karar vermeyin, bugün şehire indim, aslında şehirdeyim de, odamdan çıkıp kalabalığa karıştım işte, ve insanlar siyah-beyaz ne kadar da güzeller, mesajtik bi hap bu, mesajı var, tanrı birle sıfırın arasına bile sonsuzluk yerleştirmiş, sonsuza kadar böl, yapabilirsin, son yok, aslında bir ve sıfır yok, birin yakınındakiler ve sıfırın yakınındakiler var, kimse siyahı da görmedi beyazı da, en siyah bildiğimiz bile kopkoyu bi gri olmasın, ve beyaz apaçık bir gri değil mi, tanrı çekti kulağımı işte, yuttum ben o yıldızı, cennet bepbeyaz, cehennem sipsiyah- tarikatıma bekliyorum-bepsip tarikatı- istiyorsunuz, bunu istiyorsunuz biliyorum, yalnız olduğunuzu anladınız, yıldız yutmak istiyorsunuz, toplum öldü, tanrı ölmüştü ve onun yerini toplum almıştı, o da öldü, yalnız kaldık, dostunuz var mı, benim var, paris hilton arkadaş bulmak için yarışma düzenliyormuş, ahaaa, zamanımızın yuttuğu hap bu, kötü bir hap; mide bulandırıcı.
Ben de daha iyi haplar var, sabah uyanamayanlar için bir hapım var mesela, yine saati her zaman ki gibi yirmi dakika ileriye kuruyorsunuz, o minnacık yirmi dakika uykuyu uyumalısınız, uykuya doyamadınız, o yirmi dakikalık uyku son şansınız, o yirmi dakikada doymalısınız uykuya, kaçınız böyle işkence çekiyor her gün, hapı var bende, yirmi dakikalık uykuyu sekiz-on saatlik uykuya çeviriyor, ferah kalkıyorsunuz, ama buda cennette ve burası dünya, sizin kaderiniz, başetmek, başedin, başedin, sorunlarınızla başedin, ve sonra 300 gr ferahlama, sorunlarımı çözemiyorum ama onlarla başedebiliyorum, mükemmel, dünya bu işte. Tarikatımı merak etmeye başladınız, ben de etmeye başladım, ritüellerimiz olacak mı, olsun, katılmak için bi şart gerek, ruhundan 300 gr veren girebilir, bu kadarını istiyorum sadece, aşk hapı da var, gözünüz döndü değil mi, acele etmeyin, ya karşılıksız aşk hapıysa, önce annenize içirin, babanıza aşık olmazsa, bu mu kötü, yoksa başka bir adama aşık olması mı, kuş hapı da var, kanatların çıkıyor, uçuyorsun, gerçek uçmak, imajinasyon değil, gerçek kanat, tüylü, ayakların yerden kesiliyor, kanatlarına hakimsin, pike yapabiliyosrun, ecstacy gibi, bi hap vardır ve onun bin çeşidi, güvercin çeşidini alırsan takla atabilirsin, martı çeşidini alırsan pike yapabilirsin, kumru çeşidi tekeşli, serçe çeşidinde kışın donacaksın, akbaba çeşidinde leş yiyeceksin, bilmiyorsun değil mi, o leş iskender tadında, merak etmeye başladın bu tarikatı iyice, sınırların, onları kaldırman gerek, kaldır, diyorum sana o topu topu 300gr ağırlığında, kaldır ve bana at, tutacağım söz,,,
Kıvama gelmeye başladım, alttan müzik çalıyor tabi, yesterday, yesterdayyy, diyor ve patlatıyor müziği kleinenberg, değişik evreleri var insanın, bir gün huzur da isteyeceksiniz, ama önce patlamalısınız, bundan kaçış yok, gümünüzü duymak istiyorum, gümgüzel olmak istiyorsanız, istiyorsunuz, niye istiyorsunuz, ve işte bu hap dörtbin kişi katabilir tarikata, bir gecede, unutma hapı, sanat mı istiyorsunuz; upunuttum: bu işte sanat; sonra unutursam unuttuğumu unutursam; bu da sanat; bu ata bindireceğim sizi, atlar yeniden dönecek dünyaya, bu bir kehanet değil bir gerçek,,, ne garip haplar var bende bazısı yararsız, içiyosun, say diyorum 79ar 79’ar sayabiliyorsun, 79, 158, 237, 316, ördek suda yedibindokuzyüz, attan in deveye yetmişdokuzbin, bazen sen bir nesnesin, bu tarikata girmek istiyorsan kabul etmelisin bunu, seni haplayacağız ve güleceğiz sana, merak etme erkeksen kadınlar güldüren erkekleri seviyorlarmış, kadınsan, ben seviyorum güldüren kadınları, ağlatmasın da,,, hapı yok mu diyeceksiniz; var tabiki, anana düpdüz gidiyolar, hiçbi şey hissetmiyosun, hatta yanında bi de sırıtma hapı alırsın, ona bile sırıtırsın, ama bu mükemmel, karşındaki göt oldu işte, gömgöt oldu, tanrı zürafayı ve fili yaratırken haplıydı, ama bu sır değil, sadece tekrar ettim, altını çizdim, siz hiç şöyle bir kitap okudunuz mu, bi kitap ve bütün kitabın tüm cümlesinin altı çizilmiş, sen olmak istiyorum hapı, tavşan olmak istiyorum hapı, doudou şimdi oturum açtı, fransız bir afet, keşke fransızların götü kalkık olmasaydı, keşke biraz daha ingilizce bilseydi veeee my finger is on the button-push the button-push it!
Bekliyorum seni, cesaretini hapla ve gel.
—(k)ekleme
Şu yüce farkındalık etki alanını genişletmekle sonuçlanabilir, ama şu böcek sürüsü gibi akan trafiği görünce, şunu düşünüyorum, insanlar otomobillere binince, insanların değil otomobillerin beyni çalışmaya başlıyor, otomobillerin de beyni yoktur, şu haliyle bile çüşünüz olan bir tüketim, ambalajı açarken ambalajın beyni çalışıyor, ambalajların beyni yoktur, neyse ortalama insan da pek umut vaad etmiyor, onların da beyni az çalışıyor, bu durumda etki alanının genişlemesi demek, dünyanın daha da hapı yutması demek, maalesef.
Aya gitmeliyim dünyayı bir uzaktan görmeliyim, ay hapı var mı?
İki de hap fotoğrafı ekliyorum, bu hapları ayağına geçirenin ruhu değişiyor, denemesi bedava.
—
Read Full Post »