aslında bu şarkı billie holiday’in şarkısıdır. albümünü yaptığı dönemde uyuşturucu bağımlılığı yüzünden zaten inişli çıkışlı giden kariyeri için büyük bir riskmiş bu şarkıyı söylemesi. hatta akılverenleri bu şarkıyı söylemesini istememişler. ama billie hem yaralı ama inatçı bir kadınmış… istediğini yapmış. bu şarkı bana babamı hatırlatıyor demiş… nina’nın da hakkını vermem lazım ama…
pınar kür’ün bi kitabı vardı “küçük oyuncu”.sevdiği adam ölünce, yaşadığı evin duvarlarına bakarken senelerce orada asılı duran tabloya gözü çarpıyor. çok hüzünlü bir tablo bu. sonra diyor ki “insanlar acıların duvarlara asılabileceğini zannediyorlar…” acılardan şarkı oluyor ama…
—Strange Fruit
Southern trees bear strange fruit
Blood on the leaves and at the root
Black bodies swingin’ in the Southern breeze
Strange fruit hangin’ from the poplar trees
Pastoral scene of the gallant South
The bulging eyes and the twisted mouth
Scent of magnolia, sweet and fresh
Then the sudden smell of burning flesh
Here is the fruit for the crows to pluck
For the rain to gather, for the wind to suck
For the sun to rot, for the tree to drop
Here is a strange and bitter crop
—Garip meyve
Güneyin ağaçları garip bir meyve taşır
Yapraklarında ve köklerinde kan var
Kara gövdeler Güneyin melteminde sallanıyor
Garip meyve kavak ağaçlarında asılı
Pek kibar Güneyde kırsal bir manzara bu
Şişmiş gözler ve çarpılmış ağız
Manolya kokusu, çok güzel ve taze
Sonra birden yanan etin kokusu
İşte kargalar didiklesin diye asılmış siyah meyve
Yağmur toplasın ve rüzgar yutsun
Güneş çürütsün ve ağaç düşürsün diye
İşte garip ve acı bir meyve
alıntılar…
new york’lu lise öğretmeni komünist yahudi abel meeropol ’un ilk kez 1937 yılında the new york teacher’da yayınlanan, amerika birleşik devletleri’nin güney eyaletlerinde zencilere karşı girişilen linçleri konu alan şiiridir. meeropol daha sonra şiire beste yapacak ve şarkıyı ilk kez 1939 yılında 23 yaşındaki billie holidaycafe society isimli gece kulübünde seslendirecektir. holiday öldüğü 1959 yılına kadar strange fruit’i mümkün olduğunca az seslendirmiştir zira her seslendirdiğinde ağlar. her ne kadar bugüne kadar tori amos , sting , ub40 , cassandra wilson gibi şarkıcı ve gruplar tarafından seslendirilse de şarkı daima billie holiday ile birlikte anılmıştır. q dergisi “100 songs that change the world” özel sayısında strange fruit şarkısını altıncı sıraya koyar.
ahmet ertegünstrange fruit için “bir savaş ilanı…medeni haklar hareketinin ilanı” demiştir. ünlü davulcu max roach ise şarkıyı söyleyen billie holiday için, “billie, şarkının plağını yaptığında, devrimin ötesindeydi bu. karaderili olarak hepimizin hissettiğini dile getiriyordu. hiç kimse sesini duyurmamıştı. bu güzel genç kadın, söylediği şarkılarla, aktardığı duygularla, mücahitlerden biri olmuştu. zencilerin sesi oldu. candan sevdiler bu kadını.” diyecektir.
tuskegee institute’ün arşivlerindeki kayıtlara göre, 1882 – 1968 yılları arasında 3,446 siyah linç edilmiş. bunlar kayıtlı olanlar. kayıtlara geçmeyen linç olaylarının bu rakamı katlayacağı söyleniyor…
linç edilen siyahların hemen hepsi erkek. çoğunun linç edilmesine neden olarak “bir kadına tecavüz etmiş olmaları” ya da “beyaz kadınlarla ilişkiye girmiş olmaları” gösterilmiş. bu linçlerin büyük bir kısmı beyaz erkeklerin yoğun katılımıyla gerçekleşmiş. linç olaylarının hemen hepsi kalabalık bir izleyici kitlesinin gözü önünde olmuş. izleyici kitlesi “suçlu” kabul edilen siyahın öldürülmesini büyük bir memnuniyet ve ilgi ile izlemiş, bazıları eşe dosta yollamak ya da hatıra olarak saklamak üzere linçin fotoğraflarını çekmiş… (bkz: linc psikolojisi)
siyah ve kadın gazeteci ida b. wells, 1890’lara ırk ayrımcılığına ve linçe karşı ilk büyük kampanyalardan birini başlatarak, pek çok linç olayının belgelenmesini sağlamış. bugün, o dönemde yaşanan kitlesel acımasızlığa karşı pek çok önemli bilgiyi ida b. wells’in çalışmaları, hayatını riske atarak yaptığı çalışmalar sayesinde edinebiliyoruz. onun belgelediği linç olaylarından öğreniyoruz ki, siyahların çalışma hakları konusunda siyasi eylemler yapan pek çok kişi de üzerlerine “tecavüz”, “cinsel saldırı” gibi suçlar atılarak toplumda hedef haline getirilmiş ve linç edilmişler… linç siyahlara yönelik gerçek bir siyasi sindirme * yöntemi olmuş.
strange fruit işte öyle günlerin şarkısı. tarumar olmuş bir hayattan büyüleyici bir sesle yükselen, hiç bir tahta oturmayan ruhu örselenmiş bir kraliçenin, billie holiday’in dünyaya tanıttığı… en çok billie holliday ile nina simone’un seslerine yakıştırılan ama aslında kim hissederek söylerse onunla da ayrı bir aura’ya bürünen bir şarkı. anlattığı şey gerçek olduğu kadar, kabullenilmesi zor ve ağır. bir şarkının barındırabileceği azami hüznü, isyanı içinde taşıyan, dinleyeni uzun süre etkisinde tutan bir parça. onun ağırlığında ezilen insan “sadece bir şarkı” deyip geçmek istiyor bazen, geçemiyor.