Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Posts Tagged ‘İroni’

İroni…

Biçim dikenli geometri
Kurtul
Düzgünlü mısra çakıl taşı
Kalıp kafiye akla köstek
Yalnız gözle okunması için şiirin
Buğulu aynadan ahengi sil
Rahvan ağır aksak
Ve bulanık denizinde rüyaların
Geleceği görerek sayıkla”
Prolegia-LAV

İroni kavramı, yunanca eironeia’dan, inceden inceye alay etmeden gelir. Çoğu defa hakikatin kasıtlı ya da kasıtsız bir vasıtası durumundadır. İroni kusur bulur, temize çıkartır, saflaştırır, burnunu sürter, tepeden bakar ve “hapseder”.

“[İroninin] türlü türlü kılıklara girmesi ve o muhteşem gizemliliği; başlattığı mesafeli iletişim, ayrıca bir de ironistin belli bir uzaklıktan anlaşılma zorunluluğu; bir türlü yakalanamayan ve görkemi sözle anlatılamayan anlama anının hemen ardından gelen yanlış anlama korkusu, insanları kopmaz bağlarla kendine esir eder. Birey ironistle ilk temasında, ironistin bireye açıldığı oranda, kendisini özgür bırakılmış ve yücelmiş hissederse de, bir an sonra onun gücüne esir düşer.”

Terry Eagleton’ın belirttiği yoğun içsellik ve dış dünya arasındaki uyumsuzlukla başa çıkılması anlamında ironiyi “icat etmiş” olan Friedrich Schlegel’in gözünde ironi “ölüme karşı, taşlaşmaya karşı, herhangi bir istikrar biçimine ve yaşam akıntısının donmasına karşı tek silahtır” ve iki öğe, “engellenmeyen özgür irade ve şeylerin bir doğası olduğunun yadsınması [ile] herhangi bir şeyin oturmuş bir yapısı bulunduğu fikrinin patlatılması ve havaya uçurulması” öğeleri ironinin temelini oluşturur.

Can Yücel, şiirindeki ironinin işlevini şöyle yorumlar: “Bütünselliğin dışında şiir yoktur. Hayat ve ölüm de bütündür. Şiir bu bütünden çıkan çılgınlıktır. Çok ağır geçen hayatımızın içinde ironi, bütünselliği bozmayacak ana çaredir. Bir direnç kahkahasıdır. Bence kahkaha çiçekleri yaratmak Baudelaire’in ‘Şer Çiçekleri’nden daha iyidir.”

İroniyi anlamayan ve onun fısıltılarını duyamayan kişi,özel hayatın mutlak başlangıcı diyebileceğimiz şeyden yoksundur.
S. Kierkegaard
Rahvan: atlarda bir yürüyüş şekli. vücudun bir yarımındaki ayaklar havada iken diğer yarımdakiler yerdedir. sallantılı bir yürüyüştür. iki bacak sesi işitilir. biniciler için uygundur.

şiir için de,,,

tüm atlar insanı protesto etse,,, bir gün böyle yürüse,,, bu ironik olurdu,,, düşünün,,, doğal bir hareketle değil,,, “öğrenilmiş” bir hareketle,,,

 

Read Full Post »