Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Posts Tagged ‘entrika’

Balık Burcu Hikayeleri
  çünkü aklım acıyor.
  çünkü sevdiğime dokundukça bölünüyorum.
  çünkü isyanım bir komplo
  çünkü altkatta biri dolaşıyor.
  çünkü iktidardan iğreniyorum.
  çünkü her masalda biraz bizden var.
  çünkü terkedenin sesi unutulur. ilkin.
  çünkü dönemem. çünkü dönmez / dönemez.
  çünkü titriyorum.
  çünkü tren devrildi. ölü çok.
  çünkü ağrı bütün vücuda yayılıyor.
  çünkü vurulduk.
  çünkü kolaj zehri çoğulluyor.
  çünkü birbirimizi işitmiyoruz.
  çünkü birbirimizi istemiyoruz. çünkü suçu üstümüze aldık.
  çünkü sanki teslim olduk.
  çünkü kolay ölmeyeceğiz.
 
---küçük iskender
 
 
 oyuncak
          kelimelerden kıyıya çıkan kalp
          arp çalarak kandırdı bütün 
          masum deniz kabuklarını
 
          ve yangına otostop çeken
          ateş böcekleri içindi
          belki sosyalizm
 
          atıma atlayıp düşlerime döndüm o gece
                                ---küçük iskender
 
PARANTEZ 
          zamanda bir an bir parantez açtı kendine herkes
 
          (ve bilemediler kibar küfür suresini
          ve bilemediler yalnız insanların gidip öldükleri adresi
          telefonlara da çıkmadı sevda, yatağında yüzükoyun 
          tadı yastıkta kalan dağınık, karanlık, miladi bir uykunun
          ardında saklanan
          sevgilisi uğruna buharlaşan nergisi
          hepsi, bir uğultunun zengin kafiyesi sandı)
 
          demir dev bir kapının gürültüsüyle kapandı
          ansızın-içine kapanık, başı öne eğik kalan parantez..
                                                  ---küçük iskender
 
 
 
 

ENTRİKA

 
          Ah nasılda geçiyor zaman
          Yeni ölmüş birinin üstünü örtercesine narin
          Heryerde akşamüstleri bir gül gibi kopartılabilir
          Polisle tartışan kadının arasına bayılan deniz
          Neden her denizin bir de annesi olmasın
          Bir elin bir elden hamile kalması kadar zengin
          Ve Taksim'den Beşiktaş dolmuşuna binen sardunya
          Her adam adını bir yerlerde düşürebilir
          Bu şiir yazıldığı gibi okunmalı
          Bu hayat bilindiği gibi yaşanacaksa
          Yani hüzün dediğim yalnızca bir küfürdür
          Ve küfür bir karanfilin ağzına ne kadar yakışırsa
          Kalın kırmızı bir çizgi çekin aşkın altına
          Bakışların altına, ihanetlerin, intiharların da
          Sonra karşılarına geçip şaşırın biraz
          Yani uçuruma yuvarlanan kamyona koşan köylü çocuklar
          Direksiyonun başında bir palyaço bulunca nasıl nar gibi şaşırsa
          Ah nasılda geçiyor zaman 
          Nefes nefese doğan sevdaya rağmen
          Keşke bir şeyler keşfetseydik diyor insan
          Ve mezarlık yoluna sapıyor hemen
          Ben bütün bir gece uyumadan ölebilirim
          Herhangi biri bütün bir gece ağlayabilir
          Unutturabilir saydam bir renk eski bir sevgiliyi
          Ve bir camın patlayarak kırılması
          Eski bir sevgiliyi birdenbire
          Hatta acımasızca hatırlatabilir
          Yani sevgili dediğim yalnızca bir fıkradır
          Hem insan bir fıkraya daha ne kadar gülebilir
                                                        ---küçük  iskender
 
 

 

 

Read Full Post »